Bu karar, teknik bir planlamanın ötesinde, belediyeciliğin sosyal sorumluluk ilkesine, bayramın manevi değerine ve halkın temel ihtiyaçlarına yönelik ciddi bir duyarsızlık örneği olarak değerlendirilmelidir.
Bayramlar, özellikle Kurban Bayramı gibi dini ve toplumsal derinliği olan zaman dilimleri, kamusal kurumların en yoğun hizmet seferberliği içinde olması gereken günlerdir. Çünkü bayramlar, yalnızca resmi tatil değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın görünür kılındığı, ihtiyaç sahiplerinin yalnız bırakılmaması gereken dönemlerdir.
Eskişehir gibi sosyal duyarlılığı yüksek bir şehirde, belediyenin aşevlerini ve ekmek dağıtım noktalarını kapatma kararı, toplumun dezavantajlı kesimlerini doğrudan etkileyecek niteliktedir. Bu şehirde hâlâ bir tabak çorbaya muhtaç yaşlılar, günlük ekmeğini belediye büfesinden temin eden dar gelirli vatandaşlar, bayramı yalnız geçiren emekliler yaşamaktadır. Belediyecilik, işte tam da bu vatandaşların yanında olmayı gerektirir. Kapıları kapatarak değil; tam aksine, daha fazla açarak.
Kararın gerekçesi her ne olursa olsun, sosyal belediyecilik anlayışı, özellikle bayram günlerinde daha güçlü bir refleks göstermeyi zorunlu kılar. Aşevleri bayramda sadece açık tutulmakla kalmamalı, bayrama özel menülerle zenginleştirilmeli, ikram kültürüyle bütünleştirilmelidir. Halk ekmek büfeleri ise azaltılmak değil, gerekirse mobil çözümlerle artırılarak hizmet ağını genişletmelidir. Bayram, hizmetin durduğu değil; aksine, belediyeciliğin şefkat yüzünün sahada daha çok hissedildiği zamanlardır.
Anahtar Parti olarak, bu kararı hem sosyal belediyecilik ilkeleriyle hem de bayramın maneviyatıyla bağdaşmayan bir uygulama olarak görüyor ve derhal gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Bu karar, halkçı söylemlerle çelişmekte, Eskişehir halkının beklentileriyle örtüşmemektedir. Bayramda ihtiyaç sahibi bir vatandaşın kapıdan çevrilmesi, yönetim anlayışı açısından ciddi bir sorgulamayı hak etmektedir.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne açık çağrımızdır
Aşevlerini yeniden açın. Halk ekmek büfelerini yeniden devreye alın. Bayramın ruhuna ve bu şehrin vicdanına yakışır bir duruş sergileyin.
Unutulmamalıdır ki:
Bayram, yalnızların unutulduğu değil; kalabalık sofralarda hatırlandığı zamandır.
Bayram, belediyeciliğin vicdanla sınandığı gündür.
Biz diyoruz ki:
Yöneteceğimiz şehirde, bayram sabahı hiçbir çocuk aç uyanmayacak.
Aşevleri açık, halk ekmek ulaşılabilir olacak.
Çünkü biz, sofrayı da ekmeği de vicdanı da paylaşan bir anlayışla geliyoruz.
