1972 yılında Venüs’e ulaşmak amacıyla fırlatılan Kosmos-482, alçak Dünya yörüngesinden çıkmayı başaramamış ve fırlatma sırasında dört parçaya ayrılmıştı. Uzay aracının parçalarından biri, fırlatmadan kısa bir süre sonra Yeni Zelanda’ya inmişti. NASA’ya göre, iniş sondası bir ısı kalkanı ve paraşütle donatılmıştı, bu da inişini desteklemek için tasarlanmıştı.
“Alışılmadık bir durum”
University College London’dan Profesör Marek Ziebart, olayı “alışılmadık” olarak nitelendirerek, yörüngeden çıkan uyduların genellikle atmosferde yanma eğiliminde olduğunu belirtti. Ancak Venüs’ün asidik atmosferi ve aşırı sıcaklıklarına dayanacak şekilde tasarlanan Kosmos-482’nin iniş sondasının, büyük olasılıkla tek parça halinde Dünya yüzeyine ulaştığı ifade edildi.
NASA, sondanın 52 derece kuzey ve 52 derece güney enlemleri arasında herhangi bir bölgeye düşebileceğini öngörmüştü. Bu bölgeler arasında Türkiye’nin de bulunduğu belirtilmiş, ancak uzmanlar, Dünya yüzeyinin yüzde 72’sinin sularla kaplı olması nedeniyle sondanın denize düşme ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulamıştı.
“Yıkıcı kabiliyete sahip”
İniş sondasının ağır yapısı ve yüksek hızda hareket etmesi nedeniyle “yıkıcı kabiliyete sahip” olduğu ifade edildi. Roscosmos ve NASA’nın açıklamalarına göre, sondanın Hint Okyanusu’na düşmesi, olası bir karaya çarpma senaryosuna kıyasla daha güvenli bir sonuç olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, bu tür olayların uzay çöplerinin Dünya’ya dönüşü konusunda daha fazla çalışma yapılmasının önemine dikkat çekiyor.