Şehrin içinden!

Eskişehir denince akla ilk ne geliyor?
Birbirinden güzel kartpostal fotoğraflarıyla bezeli o “pürüzsüz” şehir imajı… Porsuk kıyısındaki renkli ışıklar, çiçeklerle süslenmiş yollar, modern binalar, sosyal medyada bolca paylaşılan manzara kareleri…
Evet, şehrin görünen yüzü en azından merkez noktalarda gerçekten estetik.
Peki ya görünmeyen yüzü?
Dün Şirintepe Mahallesi’nin bazı bölgelerinde birkaç saatlik su kesintisi yaşandı. Su tekrar geldiğinde ise musluklardan akan sıvı; sarı, siyah, kahverengi tonlarında bir tablo çizdi. Bu görüntü, yeraltındaki altyapının iç yüzünü resmen ele verdi.
Yerin üstünde her şey göze hoş görünecek şekilde hazırlanıyor ama yerin altı öyle mi? Sağlığa, temizliğe, uzun vadeli çözümlere dair hiçbir hassasiyetin olmadığını gösteren bu tablo ne yazık ki istisna değil. 
Üstelik mesele sadece yeraltıyla sınırlı değil.
Yerin üstünde de işler fotoğraflarda göründüğü kadar düzenli ve sağlıklı değil. Trafik mesela… Eskişehir’de yaşayan herkesin gündelik şikayetlerinden biri.
Ama ne yazık ki yetkililer, çözüm üretmek yerine sorunu görmezden gelen uygulamalara imza atıyor. Birçok Eskişehirli gibi ben de sorgulamadan edemiyorum; yılın ortalama 8 ayında bisiklet kullanımına uygun hava koşullarının olmadığı Eskişehir’de, araç yollarını daraltarak bisiklet yolu açmak ne kadar mantıklı?
Türkiye'nin ‘en kısa mesafede en çok trafik ışığı bulunan’ şehirlerinden biri olan Eskişehir’de, zaten tıkanan trafiğe bir de bu uygulamalarla yeni yükler ekleniyor.
Geçtiğimiz günlerde, Eskişehir Nabız’ın “Nabız Taksi” adlı yeni video programının tanıtımını yayınladık.
Rastgele taksiye binen vatandaşlarla yapılan samimi sohbetleri içerecek bu programın tanıtım filmine gelen bir yorum ise adeta birçok insanın ortak sesi gibi hissettirdi:
“Eğer ki tarafsızsanız ya da Eskişehir'e ve halkına bir faydamız olsun diyorsanız, ilk önce belediye başkanlarını bindirin taksiye. Eskişehir'deki trafik çilesini bir görsünler. Tramvay yolunda gidince görmüyorlar. Sonra köstebek yuvasına dönen yolları, sokakları bir görsünler.”
Vatandaş açıkça konuşuyor: Gerçek şehri görün, sadece süslediğiniz yerleri değil.
Gerçek sokaklarda yürüyün, gerçek caddelerde arabanızla trafikte sıkışıp kalın, dakikalarca park yeri arayın…
Eskişehir, uzun zamandır “yapmış olmak için yapılan” hizmetlerin gölgesinde kalıyor.
Görüneni süslemeye harcanan çaba, görünmeyeni düzeltmeye harcansa çok daha yaşanabilir bir şehir olabilir bu güzel kent.
Ümit edelim ki yöneticiler artık sadece objektifin gördüğü yeri değil, objektifin görmediği ama halkın her gün yaşadığı gerçekleri de dikkate alır.